21 Haziran 2014 Cumartesi

paradokssal ütü kuramı


Pek muhterem ablalarım, caaanım teyzelerim, tekmil hısım akrabadan benden evvel evlenip de evliliğin sırrına eren sevgili kardeşlerim;

Evliliğin 3/4'ünün ütü olduğunu, aslında düğünün bir ütü devir teslim töreni olduğunu, o pistte yardıran oğlan tarafı
kafilesinin "ooooh, nasıl da kaktırdık geline ütüleri müzeyyen abla, oh sefamız olsun, yandan yandan!" diye diye coştuğunu ve dahi ömür bitse ütüleneceklerin bitmeyen bir paradoks olduğunu neden söylemediniz?

11 Ocak 2014 Cumartesi

ama neden?

25-35 yaş arası bekar kız arkadaşlarım,

biliyorum karşınıza çıkan adamların hepsi öküzdü, biliyorum nerde bi ayı var gidip onu buluyorsunuz, biliyorum kalas yontmaktan yoruldunuz, iki sandalye bi masa kıvamına getirdiğiniz onca kalastan sonra, haliniz yok kereste bile yapmaya... 

bir sürü kalp kırıklıklarınız var, can acılarınız ona keza. çoğunuz güvenin ne olduğuna bile karar veremiyorsunuz. bahtsızsınız, şanssızsınız ve umudunuz kırılmasın diye beyaz atlı prensinizin sizi beklediğine masal niyetine inanmak için kendinizi paralıyorsunuz! 

zarif, incelikli, yakışıklı, becerikli, çalışkan, kültürlü, işi-güç sahibi, azcık para sahibi, sadık, güvenilir, neşeli, vefalı o adam var ya; beyaz atlı prens hani.... işte o adam sana aşık olmayacak. hatta bana, başka bi arkadaşına, dayının kızına falan da.. 

hayır, gerçekten öyle bi adam var! ama o adam niye sana aşık olsun? ayşe'ye ya da, burcu'ya? o adam olsa olsa hasan'a, murat'a aşık olur! 

ümidinizi kırmak istemem ama, bu böyle.. 

durmak yok, yontmaya devam!