haftalardır evi otel gibi kullanmamdan sebep şöyle arada bir üstten üstten toparlayıp, görünen tozları üfleyerek zeminden uzaklaştırmak en olmadı bi ıslak mendille buluşturmak suretiyle çingene çarşısına çevirdiğim evin durumu pek tabii bir hafta sonunda düzelecek cinsten değildi. bak ütüleri mevzuya dahil bile etmiyorum, onlar başka bir hafta sonunun meşgalesi.
neyse efendim, dün akşam annelerin en süperi "her gün burdasın bari evini toparlayabiliyor musun?" diye beni yemlediğinde, "yok be anne, çingene çalıyo kürt oynuyo valla evde." derken bugün olabilecekleri nasıl düşünemedim?
annem geldi, her seferinde olduğu gibi, benim üç günlük işimi yarım günde halletti. bu esnada ben sırtımda anne havlusuyla ancak peşinde gezebildim. cereyanda duramadım, ağır bir şey kaldıramadım. toza bulanamadım, çamaşır suyu kokusuna maruz kalamadım, yere terliksiz basamadım.
canım annem, güzel annem, nasıl bir mucizesin, nasıl layık olurum ki sana? geldim 30 yaşına hala sorsan 5 yaşındayım. kim çeker kimin nazını bunca?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder