9 Ağustos 2013 Cuma

dünya neremdeydi ki, minare neremde?

evvelce karanlıkta pek çok korkardım. ödüm kopardı bir gölge gördüğümde oynaşan karanlıkta. cinler periler, namlı hırsızlar, şizofren komşular bir bir hizaya girer, beğendirmeye çalışırdı kendini sidikli muhayyileme. bayağı da uzun sürdü bu. ne vakit gittim allaan belası o ilçeye, ne vakit gelmedi elektrikler günlerce o zaman öğrendim karanlığın insanı öldürecek gaipten güçlerle bezenmediğini. ama yine o günlere denk anlamam görünür olan hiçbir şeyden korkmaya hacet olmadığını.

hayır asla bana iyiliği dokundu falan diyemeyeceğim o yerin. imkanı yok. kattıklarıyla aldıklarını teraziye koyar, ağır basan tarafı ifşa eder, faydasından çok zararı olduğunu kanıtlar, kabul etmem hiçbir şekilde bana herhangi bir şey kattığı fikrini.düşününce  aldığı aklımı, uykusuz gecelerimi, minik hapların aklımda yarattığı tahribatı, onca metil alkolün karaciğerime ve hafızama ettiklerini ve daha bir sürü şeyi... hala arayamıyorsam orda ne çok sevdiğim bir sürü kişiyi, vardır elbet bir sebebi.

bedenim buraya gelse de, aklımı fikrimi getiremedim bir süre buraya. çok uğraştım kurtulmaya, başardım da. bir iz, bir acı, bir yüz yok artık hafızamda. orası yok hiçbir anımda. şimdi bunu yazmam tamamiyle bu gece kocamın da onayladığı "sanki hiç gitmemiş gibiyim di mi"den sonra.

ama bir şey oldu bana. böyle bir "allasen"li, bir "eee, bu mu yani"li, "ay başlatma babanın şarap çanağına"lı, "dünya s.kine, minare g.tüne"li bi insan oldum. artık her b.ka ağlamaz, ama her güzel şeye güler oldum. çok düşünmez, çok yaşar oldum. "bana ne lan" oldum.

e iyi mi oldum? evet, süper oldum! hele de metil alkolün bünyemdeki tesirinden kurtulunca, çok masrafsız bir pilot oldum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder